2050 yılına kadar dünya nüfusunun %70'i, yani 6,8 milyar kişi kentsel alanlarda yaşıyor olacak. Bu durumun kentsel hareketlilik talebinin de 2050 yılına kadar %60-70 oranında artmasını sağlayacağı ön görülüyor. Bir yandan da ulaşım sektörü küresel karbon emisyonunun ciddi üreticilerinden biri ve 2030 yılına gelindiğinde bu pay küresel toplamın %40'ına ulaşabilir. (UITP Better Urban Mobility Playbook). Bunlar ve daha paylaşılabilecek birçok veri aslında bize şunu gösteriyor: Alternatif yeni adımlar atılmalı.
Bu alternatifler içerisinde toplu taşımada temiz araçlar konusu önemli bir yer ediniyor. Biz de bugün temiz araçlar içerisinde önemli bir paya sahip olan elektrikli araçların toplu taşımadaki kullanımını inceleyeceğiz.
Sürdürülebilir bir toplu taşıma sistemi kurabilmek, net sıfır emisyon hedefleri gibi hedefler için somut adımlar atabilmek, gürültü ve hava kirliliğini azaltmak, enerji verimliliği, daha düşük işletme ve bakım maliyeti gibi konulardan dolayı toplu ulaşımda elektrikli araç dönüşümü gerçekleşmeye ve teşvik ve düzenlemelerle de desteklenmeye başlamıştır.
Avrupa Komisyonu Temiz Araçlar Direktifi, kamu alım ihalelerinde temiz mobilite çözümlerini teşvik ederek düşük ve sıfır emisyonlu araçlara olan talebi ve bu araçların daha fazla yaygınlaştırılmasını desteklemektedir. Örneğin, 2021-2026 yılları arasında yapılan kamu ihale süreçlerinde yeni alınan otobüslerin %22,5'inin sıfır emisyonlu olması gerekmektedir.
ABD'nin birçok eyaleti ve Kanada, 2030 itibarıyla temiz otobüs pazarını destekleme taahhütleri vermiştir. Kaliforniya gibi bazı eyaletler, 2029 itibarıyla tüm yeni otobüs alımlarında sıfır emisyon hedefi koymuştur.
Çin merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin destekleriyle toplu taşımada elektrikli araç dönüşümünde lider konumdayken aynı zamanda temiz araç dönüşümünü bazı şehirlerinde hidrojenli araçlara geçerek de desteklemektedir.
Türkiye: Ülkemizde de birçok şehrimizde hem raylı sistemlerde hem de otobüs filolarında elektrikli araçlar test edilmekte ve aktif olarak kullanımı artırılmaktadır. Uluslararası pazarda rekabet edebilen yerli üreticilerin artmasıyla da bu dönüşümün önümüzdeki dönemde yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Aynı zamanda 11. Kalkınma Planında yurt içinde üretilen elektrikli otobüslerin şehir içi/dışı taşımacılıkta kullanımının yaygınlaştırılmasına dönük destek ve düzenlemeler yapılması öngörülmüştür. Ayrıca Türkiye'nin de imzaladığı Paris Anlaşması çerçevesinde 2053 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefi doğrultusunda, elektrikli otobüslerin kullanımı yaygınlaştırılamasına yönelik enerji altyapı ve teknolojileri ihtiyaçların araç konsetplerine göre belirleneceği ifade edilmiştir.
Pazar nasıl büyüyor?
Özellikle şehir içi otobüsler, nispeten sabit sürüş düzenleri ve daha düşük günlük seyahat mesafeleri sayesinde elektrifikasyon için güçlü bir potansiyele sahip ve elektrikli otobüs satışlarındaki büyümeye öncülük ediyor. Uluslararası Enerji Örgütü'nün Küresel Elektrikli Araç 2024 Raporu'na göre Avrupa Birliği'nde, bataryalı elektrikli araçlar 2023 yılında şehir içi otobüs satışlarının %43'ünü oluşturarak şehir içi otobüs satışlarının %100'ünün sıfır emisyonlu olması yönündeki önerilen hedefe doğru net bir ilerleme göstermiştir. Pazar tahminleri, 2030 yılında tüm yeni otobüs satışlarının %75'inin elektrikli olacağını ve elektrikli otobüslerin toplam otobüs pazarının yaklaşık %50'sini oluşturacağını öngörmektedir.
Elektrikli araç dönüşümünde sistem yaklaşımı
Toplu taşımada elektrikli araç dönüşümü araç tedariğinin ötesine geçen ve çok sayıda bileşen ve paydaşı içeren bir sistem yaklaşımı gerektirmektedir. Strateji, şarj altyapısı, operasyon, araç, fonlama ve paydaşlar (araç üreticisi, toplu taşıma operatör ve otoriteleri, şarj istasyon üreticileri, vb.) bu yaklaşımın temel taşlarını oluşturmaktadır.
コメント